Ülkemizin dünyanın saç ekim merkezi haline gelmesi son yıllarda çokça göze çarpıyor. Bu duruma gelmesinin nedeni ise özellikle son yıllarda genç yaşlarda da sıkça görülmeye başlayan saç dökülmesinin had safhaya çıkmasıdır.
Çevresel faktörler dışında saç dökülmesine etken olan nedenlerden birisi de yediğimiz içtiğimiz, çoğunun genetiği değiştirilmiş gıda ve içeceklerdir.
Vücudumuzda üretilen keratin maddesi vücudumuzun sert ve yumuşak dokularının gücüne güç katan protein maddesidir.
Bu keratin maddesi ağırlıklı olarak saç, tırnak ve cildimizin dış tabakalarında bulunur. Fakat sadece bunla sınırlı değildir. Bununla beraber vücudumuzun bez ve organlarında da keratin bulunur.
Keratin molekülü vücuttaki diğer moleküllerden çok daha serttir. Çizilmeye ve yırtılmaya da dirençlidir.
Keratin molekülü su geçirmezdir. Vücudumuz keratini kendisi üretir. Fakat beslenirken proteine ağırlık veren gıdaların üretilmesi elzemdir. Yeterince protein ağırlıklı beslenilmediği takdirde keratin üretiminde vücut zorlanır.
Sonuç olarak kırılgan tırnaklar, incelen saçlar ve kuru veya dökülen bir cilt ile karşı karşıya kalınabilir.
Keratin sayesinde milyonlarca cilt hücresi birbirine bağlanır, organlar bu sayede çalışır. Vücudumuzda keratin artıran yiyeceklerin organik olanlarından daha sık yenmesi ile keratin üretimine destek verilir ve eğer başka bir problem yoksa saç dökülmesinin yavaşladığı ve var olan saçların daha da güçlendiği görülebilir.
Keratin artıran gıdalar ise brokoli soğan lahana pırasa sarımsak gibi sebzelerde bulunur.
Bununla beraber karaciğer balık yoğurt ve süt içerisinde de keratin molekülleri yer alır.
Bu gıdaların tüketimi ile vücudumuzun yavaşlayan keratin üretimi daha da hızlanır ve saç dökülmesi başta olmak üzere tırnak ve cilt sağlığı içinde katkı sağlandığı görülecektir.
